20 Temmuz 2012 Cuma

Çilekler çürüdü

Evimde başlaması hem zaruri hem de belirsiz tadilat sebebi ile dağıtılması gerekenleri ve dahi vermeye bir türlü elim gitmeyenleri dağıtıyorum...

Şu an kapladıkları alan açısından ağırlığı yatak yorgan kıyafet gibi şeylere versem de elime notlar geçmiyor değil.

Daha salı günü bana yardıma gelen ablamla verilecekleri ayırırken acildeki ilk kan sonuçlarına denk geldim. Öleceğini sandığın gün, 9 Mayıs 2011, günlerden pazartesi, ilk ciddi trombosit ihtiyacı, kan değerleri istek kağıtları vs...

Ne olduklarını anladığım an hiç okumadan -yalnız olsaydım okurdum ve daha uzun sürerdi- ağlayarak kağıtları yırtıp attım...O tarihi, o gün olanları istesem de unutamam ki zaten ama rastladığımda beni üzecek bir şeyi niye tutayım diyebildim ilk kez. Başka hiçbir şeyini atamıyorum biliyorsun. Sağlık raporların, pet çekimlerin, babamın sağlık raporları... Hiçbirini atmaya hazır değilim, atmalı mıyım ondan bile emin değilim. O gün kağıtları yırtarken sanki senden bir parça yırtıyordum. Affet beni anne, dedim yırtarken. Affettin mi?

Bugün yönümü yine kutu eşya vs atmaya yöneltmişken elime yine birkaç dosya geçti, açmış bulundum. Bir sürü kağıt, en öndeki ikisini aldım sadece. Biri önemsiz ve gereksizdi, yırttım attım. Diğerine ise not yazmışım, sürekli unuttuğum için... Arkadaşımın ben ve sen yeriz diye aldığı, senin yoğun bakıma kaldırıldığın için benim ise vaktim olmadığı için berbat bir yazıyla -kim bilir ne kadar yorgunmuşum- dolapta 'çürüyen çilekleri at' diye not yazmışım. Unutmuştum ben onları. Uzun süre dokunmadım, geceleri eve geldiğim halde bir türlü atamadım. Bunu anlayan bir arkadaşım en son benim atamadığımı fark edip sen henüz hayattayken çilekleri attı. Atılacaklar çileklerle bitmedi, öldüğün gün müydü emin değilim, sonrası mıydı, ikisi birden miydi bilemiyorum, arkadaşlarımdan rica ettim çürüyenleri atmalarını, şimdi anlıyorum ki ondan dolayı ne zaman dolapta bir şey çürütsem içim acıyor, sırf zar zor kazandığım veya arkadaşımın aldığı meyve sebzenin boşa gitmesi değil beni ağlayacak kadar üzen. Dolabıma aylarca bir şey sokamamam tuhaf değil. Geç başlayan esas yas süreci ile bunları yeni yeni kırıyorum ve bir şey çürüyecek diye ödüm kopuyor çünkü sanki onlarla ben de çürüyorum.

Çilekler çürüdü anne, ben çürüdüm. Çürük yanlarımı atmaya, başka yerlerimi çürütmemeye çalışıyorum şimdi. Her yanım çürük dolu. Benim dışımda evimizin iki odasının altı da buna dahil. Sen gidince beni çok ezmeye kalktılar anne, her yanım biraz da ondan çürüdü. Sen kim olduklarını görüyorsun. Allah belalarını versin, bela okumayı sevmem ama maalesef bu insanlara başka kelime bulamıyorum. O kadar çok bedduamı aldılar, tek güvendiğim şey karma anne. Artık yakın zamanda görüyorum karmanın dönüşünü. Herkes günahının bedelini öder, herkes çürüttüğü kadar çürür de.

Ben kendime söz verdim, kendimi çürütmeye asla izin vermeyeceğim. Hukuki anlamda haklı olduğum hiçbir şey için kendimi üzmeyeceğim. Sen de olsan öyle yapardın. Keşke ben de senin gibi güçlü olabilseydim, şimdilik değilim ama olacağım. Sana olan borcum bu benim anne.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder