16 Kasım 2014 Pazar

Bir İlhan Berk Silsilesi - Aşıkane

IX

Sen boyuna bir merdiveni çıkardın ve boyuna inerdin.

X

Sondeyiş

            (Ey sen! Ve ey...) Ölü gelir akşamı kor. Bakarız biz. Siyahi lambayı yakar. Çıkar kızlar. At kımıldamaz. Ölüye solur. Gök girer. Halıları toplar. Kızları çağırır. El sayfayı kapar. Sesler aşağıya iner. Evlerin içini dolaşır, gelirler. Bir testiyi kaldırırlar.
             O sarı durur. Tırnakçı gelir, Padişah'ın* el ve ayak tırnaklarını keser.

             Ölü sıkılır. Karanfili iter.

----------------------------------------------------------------------------------------------------
           
              Bir kanalı inerim ben.

----------------------------------------------------------------------------------------------------
                                                                                                                  Paris, 1964

*ölünün



BAHÇE

Bilmem bu yalnızlığı nasıl atar üstünden
Bu kış bu bahçe.

SOYUNUK

Soyunuyordun,
Soyunduğun çıkıyordu her yere.

CUMARTESİ

Bir yarım gün cam sildi cumartesi,
Şimdi dışarıyı seyrediyor.

KÖPRÜ

Kentin dışında
Köprüyle adam ağız ağıza vermişler.
Ne konuşuyorlar öyle?

AY

Bir yalnız
Gökyüzünün sözlüğünde.

KENT

Bütün gün çalıştı kent.
Caddeleri, sokakları koştu
Göğün buyruğunda.

Şimdi akşamın olmasını bekliyor.

KARADENİZ

     İşte Karadeniz üstüne bildiklerimiz:

     Bir içdeniz. Bütün içdenizler gibi de yalnız bir sudur. 41-47 kuzey enlem. 27-41 doğu boylam.

     Kuzey yarım kürede bir çıkma. Bir dipnot. Ölü Selçuk kentlerine girer.* Sığ. Sıkıntılı.
 
     Güney Bug önlerinde mavi. Saint-Georges ağzında paskırmızısı. Durağan. Bir kolunu sessizce Akdeniz'e atmıştır. Sanki sülüs bir yazıdır. Karahisari'nin elinden çıkmıştır. Anakaraya vurur. Ürkünç. Soğuk. asi.

     Heredotes'den beri var (Heredotes mersin balığından söz ederken Karadeniz'i anar). O zamandan "muzlim" bir denizdir. Suryanice betiklere çıkar. Dikey bir çizgi çizip, Kerç'e ve Dinyeper'e.
     Yunan, Roma yazarlarının evlerinde durgun, sessiz. Bir ikon: haçını düşürmüş. Üzgülü. Çalap işi.
      Görmüş geçirmiş bir deniz, Batlamyus'da. Arap, İranlı coğrafyacıların elinden tutar. Cihan haritası'na girer İdrisi'nin. Taşbasması. Dairevi.


      Özdeğin Gizemsel Tarihi'nde yorgun,
                                                                  kaba,
                                                                          çirkin.

      Bir biçimci. Çelişmesiz. Kalımlı. Dural. Ölüme sık sık şahbeyitleri düşürür. Usa arkasını dönmüştür. (Us bir frengi mi der?).

*Ölü Selçuk kentlerini gördünüz mü?

      Büyük yaşıtı Hint Okyanusu gibi uzun boylu. Eksibeli. Eski bir Euksinli. emeğinde bulunmuştur Fatih'in, patrikle. Karangat çağını över. -- Beyaz Denizle ilk temas diye mi?
      İhtiyar (Bir ihtiyarlık resmine düşer. Bir ihtiyarlık resmi! Evhamlı. Duruk. Çağrışımsız. Ünlemler,  silmeler,  çıkmalar. Engine arkasını çevirir. Körfezleri sever).

     461.567 km3. Bütün sıvılar gibi bir kaba konur. Bir kapta öbür deniz suları gibidir. Daha az tuzludur. O kadar. (Bir içdeniz hüznü. Sanki Datça'da yaşıyordur ve Papa denizleri bölüştürüyordur. Bir gravürde. Pontus Euxinus yazılı. 27 X 15. Çinko.)
     Bir kalebent. Kara. Hırçın. Zincirlerini sürür.

     Pontus Euxinus: misafirperver olmayan deniz.

     Dünya den,z dergilerinde, o da arka sayfalarda, ilanlar arasında geçer. Kapakta adı yoktur. Adı da Adriyatik, Azak, Akdeniz gibi güzel değildir. K'yla başlar. hiç de güzel bitmez.
     Okullarda resim derslerinde suluboya çalışmalarına katılır Karanlık bir deniz simgesini canlandıracaktır, bir boğa biçiminde. Soluk.
     Genel Deniz ve İçsular Ekonomik Coğrafyası'nda kapalı. Issız. Kapalı bir deniz olmak ona dokunmuştur. Öyle yaratılmamıştır çünkü. Ama öyle olmuştur işte.
     "Başkaları Cehennemdir" mi demiştir?

      Bir siyah-beyaz. Yabanıl.

      Papa XII Pie gibi önü açık yatar. Bir eski zaman orospusudur sanki. Sarkık memeli. Huysuz. Yatalak. Beyaz çoraplar giyer. Zaten hünsa bir denizdir. Derisiyle sevişir. Soğanlar, döğülmüş biberler, adamotları kullanır. Kuvvet macunları karar, on üç kalemlik. Havanında II. Beyazıt'ın. Soyunup (Çok uyumuş, sıcak iklimlerde kalmıştır çünkü. Yasakları sever. Sık sık orasını yıkar. Yağlar. Dişlerini takıp. Erkeklik organları kazır duvarına. Damarlı. İnce. uzun. Orgazmlara gitmek için - oğluyla. Yattığı yerden. Ayakları galoşlu).

    Bir nesne (Karadeniz adında).
    1. Bir yer kaplar çünkü.
    2. Bir tarihi vardır (kurşunkalemin de bir tarihi vardır).
    3. Değişir (evrim sonucu). Bir denge kurmak için. Yatay olması dengeli olduğunu göstermez:
          a) bir bardakta duran su da yataydır,
          b) bir şiir de yatay olabilir,
          c) bir ölü de (tırnakları uzar, sakalı çıkar).
    4. Bir sonlu. Yoğun. Saydam.

      Bizim bir denizimiz olduğunu söyledik mi? Bizim bir denizimizdir. Akdeniz'le karşılaştırırsak onun gibi açık bir deniz değildir. Yine onun gibi şen bir deniz de değildir. Donuk. Neşesiz. Karamsar. Bir haçlı yüzü.
      Dünya denizlerinin sıralanmasında geleceği olmayan denizler arasına girer. Siyasal bir denizdir zaten. Tecim yapılmaz (Boğazlar rejimi). Kitaplarda, haritalardadır. Bir tarihi vardır. Sanki bir zamanlar yaşamıştır. Sonra: "Ey muzlim deniz!" deyip girmiştir yatağına. Organları çekik. (Artık bir yalnızlığa hazırlanır. Samsun önlerine çekilir belki de. Bir sesle. Bir buruna ya da. Sinop'a?
      Bütün sesli sessiz harfleri unutup. Bir kasır Hayatı.)


                 Son olarak: Bir dipsu. Dikey akıntılı. İnini sever.

                 Bir bireyci, bir Kierkegaardcı olduğunu da söyledik mi?
   
                 Başka? Evet başka? Bir elips. En uzun ekseni 982 km.

                 Böyle bir şeydir işte Karadeniz.

---- Burada kitaba biraz ara mı versem diye düşündüm. Neden böyle bir şey yapıyorum, tüm cevaplar Aşıkane vol. 2'de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder